Dünyaca meşhur, zengin, yakışıklı bir işadamı, İstanbul'un ünlü bir restaurantında 10 kişilik bir rezervasyon yaptırıp masada kuş sütünün bile eksik olmamasını söyler.
Restaurant, akşama gelecek konuğu ağırlamak için tam teşekküllü bir masa hazırlar. Saat 20:00 gibi, beklenen konuk gelmiştir. Fakat 10 kişi değil, sadece kendisi ve omuzundaki bir kuş ile.. Adam yavaş yavaş tabağındaki eti yer ve şarabından bir yudum içtikten sonra parmağını şıklatır ve omuzunda oturan kuş uçarak beş dakika içerisinde masada ne var ne yok yer bitirir ve tekrar adamın omzuna konar.
Restauranttakiler şaşkın şaşkın bakarken, adam garsonu çağırarak masayı yeniden donatmasını ister. Masa tekrar donatılır ve adam yine yavaş yavaş tabağındaki eti yer ve şarabından bir yudum içtikten sonra parmağını şıklatır ve omzunda oturan kuş uçarak beş dakika içersinde masada ne var ne yok yer bitirir ve tekrar adamın omzuna konar.
Restauranttakiler iyice şaşırmış bir halde bakarken, adam garsonu çağırarak masayı yeniden donatmasını ister. Buna dayanamayan garson sorar; - -Beyefendi, affedersiniz ama bir açıklama yapar mısınız?
Adam gayet sakin; - -Tabi - der ve anlatmaya başlar.
-Günün birinde yolda ihtiyar bir adama yardım ettim, meğer adam cinmiş, ve benden üç dilek istememi söyledi. O zamanlar fakir olduğum için ilk dileğim çok para sahibi olmaktı, o günden beri kürekle para harcarım bitmez.
İkinci dileğim çevremde çok kadın olsundu; hiç eksik olmadılar, üçüncü ve son dileğimse doyumsuz bir kuş sahibi olmaktı. Yanlış anladı Pezevenk der.